BIKEPACKING
Bikepacking kelime anlamı itibari ile mountain biking ve backpacking/camping, yani dağ bisikletçiliği ve kamping kavramlarının birleştirilmiş hali gibidir. Bisiklet tipleri olarak: Gravel-Allroad bike/Fat bike/Full suspension bike gibi türevleri mevcuttur. Çok yeni bir kavram olmasa da ülkemizde yeni yeni tanınmaya ve tercih edilmeye başlanmıştır.
Buradaki avantaj; elinizdeki kadrosuna güvendiğiniz herhangi bir bisikleti bikepacking'e çevirebiliyor olmanız. Çantalarınızı bagaj demiri olmadan kadroya ve sele borusuna bağlayarak yola çıkabilirsiniz. Yol bisikletleri bile, maşa genişliği daha kalın lastikleri takabilmenize imkan veriyorsa böyle bir tarza çevirilebiliyorlar. Gördüğünüz gibi çok farklı çeşitte kadrolar kullanılabilmektedir. Buradaki en büyük fark çantaların küçülmesiyle birlikte taşıyacağınız ekipmanları mümkün olduğunca minimize etmeniz gerekiyor ve bu da bisikletinizin ağırlığında ciddi azalma sağlıyor, aynı zamanda daha az efor sarf ederek daha seri hareket edebilmenize olanak veriyor.
Asfalt ve ya düz yollardan ziyade, dağ bisikletlerine ve arazi şartlarında pedallamaya ve kamp yapmaya ilgisi olanların, uzun kilometrelerce yapacakları macera ve aksiyon dolu bir tur için tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir sistemdir aslında.
Uzun yol klasik tur bisikletlerine göre ekipmanlar daha hafif ve minimalisttir. Çanta sistemleri, bisiklet bagajına değil de kadroya monte edilmek üzere dizayn edilmiştir. Çantaların ağırlık merkezinin yerden daha yukarıya taşınması arazi şartlarında daha özgür bir seyir sağlamaktadır. Dar yerlerden veya sığ bir akarsuyun içinden geçerken çantaların yukarıda konumlandırılması sizi daha özgür kılacaktır. Bunun yanında, bisikleti itekleme/sürükleme/kaldırarak taşıma durumlarında da çantaların kadroyla bütünleşmiş olması nedeniyle daha stabil bir bütünlük sağlar ve bisikletin toplam ağırlığının tur bisikletlerine göre daha hafif olması da taşıma esnasında büyük faydalar sağlar.
Aynı zamanda bisiklet seçimi konusunda size çok daha fazla geniş bir yelpaze sunmaktadır.
BIKEPACKING TARZI BİSİKLETLER
Özellikle kumaş teknolojisindeki teknolojik yenilikler sayesinde artık daha sıkıştırılabilir ve hafif malzemeler kullanabiliyoruz. Aşağıdaki örneklerde de görüldüğü gibi bikepacking klasik tur bisikletlerine göre daha minimalisttirler. Bu gelişmeler sayesinde tur bisikletçiliğinden bikepacking'e dönüş yapanların sayısında artış gözlenmektedir.
BİSİKLET BİLEŞENLERİ
BİKEPACKİNG TİPİ KADROLAR:
Çantaların dizaynı itibariyle aslında her çeşit bisiklet bikepacking'e uyarlanabilir. Her kadronun belli yerlerine bu çantalar bagaj deliklerine ihtiyaç duymadan kolayca monte edilebilmektedirler. Hal böyle olunca elinizde bulunan her tip kadro bikepacking için kullanılabilir. Sadece recumbent bike ve bazı katlanabilir bisikletler uygun olmayabilir. Bu tip bisikletler için de ayrıca kendilerine özel bagaj ve çanta düzenekleri mevcuttur. Bu bisikletleri tedarik etmek de ülkemizde bir hayli zordur. Ve maliyetleri ciddi anlamda yüksek.
Recumbent bike, bikepacking için ideal olmayan tek bisiklet olabilir. Bu tarz bir bisiklet ile arazide zaten dolaşamazsınız kaldı ki asfalt yolda bile ciddi bir genişliğe sahip olduğundan neredeyse bir araba kadar yer kaplarlar. Zor yani :)
Kullanım amacına yönelik kadro geometrileri ve malzemeleri: Genellikle asfalt yollarda pedal çevirmeyi, hızlı bir şekilde yol almayı, aşırı hafif seyahat etmeyi ve nadiren de araziye girmeyi seviyorsanız, yol/yarış tipi bisikletlere yakın tarzda olan karbon fiber, Cromoly(krom+molibden, hafifletilmiş çelik) bir kadroya sahip bisiklet tercih edilebilir. Lastiklerinizi de kalınlaştırmaya gerek kalmayabilir. En minimal bikepacking türevidir.
Benim yüküm fazla olur, yanıma almam gerekenler var, arazide, dağda, bayırda, insanlardan çok uzak bölgelerde seyahat etmeyi seviyorum, nadiren asfalta çıkarım derseniz; fat bike(şişman lastikli bisiklet), dağ bisikleti ve hatta full süspansiyon dağ bisikletleri dahi tercih edilebiliyor. Full süspansiyon bisikletin yokuş performansı ve asfalttaki davranışlarını da göz önünde bulundurup karar vermekte fayda olabilir. Bu tip bisikletlerin de kadro malzemeleri genellikle Cromoly'dir. Karbon fiber kadro full süspansiyon bisikletler de bikepacking için kullanılan kadro tipleridir.
Ben her yerde, arazide, çamurda, asfaltta gitmek istiyorum ve bunların yanında hatırı sayılır bir bagaj kapasitem de olsun istiyorum dediğiniz zaman all road/gravel bike/bazı cyclocross bisikletler ihtiyaçlarınızı her ortamda "asgari" oranda karşılamak üzere sizleri bekliyor olacaklar. Bu tip bisikletler her zeminde ve her koşulda gidebilmek üzere tasarlanmışlardır. Ancak bir dağ bisikleti kadar arazide, bir yol bisikleti kadar asfaltta performans sergileyemezler. Ama her yere rahatlıkla girer çıkarsınız. Maşa genişlikleri farklı kalınlıklarda lastikleri bisikletinize takabilmenizi sağlar. İnce bir lastik takar asfaltta iyi bir performans alırsınız, kalın bir lastik takar arazide rahat hareket edebilirsiniz. Bu tip bisiklet kadroları genellikle titanyum, çelik ya da cromoly oluyorlar.
Kadro malzemeleri için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
BİKEPACKİNG VİTES SİSTEMLERİ
Bikepacking: size uygun vites oranları nasıl belirlenir?
Öncelikle vites grubu ve vites oranlarını etkileyen bazı faktörler var. Bunlardan bazıları: bir bisiklet sürücüsü olarak ne kadar güçlü olduğunuz, ne kadar yük taşıdığınız yani bisikletin toplam ağırlığı, bisikletiniz ve vitesiniz ile olan haşır neşir olma durumunuz(deneyiminiz) ve hangi bölgelerde seyahat edeceğiniz(arazi-asfalt-bol yokuş-düz yol vs.)
Size her koşulda yetebilecek bir vites aralığına sahip olabilmeniz için, en yüklü halde en yüksek eğimdeki bir tırmanış için gereken en düşük vites değeri ve düz bir yolda veya yokuş inerken rüzgarı da hesaba katarak sizi en iyi şekilde tatmin edecek en yüksek vites değerini belirlemeniz gerekir. Bu tecrübelere dayanarak vites aralığınızı belirleyebilirsiniz. Önemli olan size her koşulda yeterli hissettirmesi.
Piyasada artık çok çeşitli vites oranlarına ve vites aralıklarına sahip, aynakol-kaset kombinasyonları görmek mümkün. Peki bu kombinasyonlardan hangisi sizin tarzınıza ve isteklerinize hitap ediyor? Bunu belirleyebilmek için bazı terimleri gözden geçirmemiz gerekecek.
Bunlardan biri “dişli inç” diye tabir edilen; direkt olarak çekişi sağlayan tekerlek çapına göre dişli oranlarının inç olarak karşılığı anlamına gelir. Bunun tam karşılığı aslında ilk bisikletlerden olan yüksek tekerlekli bisikletlerdir. Pedal direkt olarak tekere bağlıdır.
Dişli inç aralıkları genel olarak; 20"(düşük)-70"(orta)-125"(yüksek) aralıklarındandır.
Bu değerler ne ifade ediyor? Düşük vitesiniz 20" değerine, yüksek vitesiniz 125" değerine yakın olması durumu vites veriminizi ifade eder. Yazının başında belirtildiği gibi; sizin gücünüz ve diğer etkenler de bu değerlere etki etmektedir. Basit bir formül ile hesaplanır:
Dişli inç= (Tekerlek çapı) x (Aynakol çapı/Kaset dişlisi çapı)
Bu formülde değişik vites değerlerine göre dişli inç değerleri elde edeceksiniz. En düşük ve en yüksek vites pozisyonunda alt ve üst limit olarak dişli inç değerlerini hesaplayabilirsiniz.
Tekerlek çapı burada jant çapı ve yanak genişlikleri de dahil olmak üzere toplam çapı ifade eder. Tekerlek çapını hesaplamak için kullanışlı bir tablo buldum. Bu tabloya buradan ulaşabilirsiniz.
Çeşitli aynakol ve kaset kombinasyonlarını formüle göre hesaplayıp yorumlayabilirsiniz artık. Almak istediğiniz bisiklet üzerindeki vites seti değerleri üzerinden, size uygun olup olmadığını kabaca yorumlayabilirsiniz.
Bu dişli inç değerlerini kabaca yorumlamak gerekirse; 22" değerine sahip bir kombinasyonunuz var. Eğimi yüksek olan inişli çıkışlı bir yolda ya da arazide seyahat ediyorsunuz. Dişli inç değeriniz ne kadar az olursa düşük vites performansınız o kadar yüksek olur. Boş bir bisikletle yokuş tımanırken 22" size yetiyor ise, 10kg yükünüz olduğunda da yetmesi için 22" değerinin daha da düşmesi gerekecektir. Mesela 19" olabilir. Daha da yükünüz artarsa bu değerin daha da düşmesi gerekecektir ki sizi ekstra zorlamasın. Bu elbette ki şart, olmazsa olmaz bir durum değildir, ancak işlerin detayına girince durumlar böyle:) Örnek olarak; 22" değeri dedik, bu değerde 20kg yükünüz olması ya da daha eğimli bir yokuşu tırmanırken bisikleti süremeyeceğiniz anlamına gelmiyor elbette, sadece veriminiz artar. Değerlendirmesini yine siz yapmak durumundasınız.
Düşük olan taraftaki değerler, yokuş yukarı ve yüklü durumlarda olduğu zaman ne kadar hafif bir vitese ihtiyacınız olduğunu, yüksek taraftaki değerler düz bir yolda ve boş bir bisikletle ne kadar hızlı olacağınızı ve yüksek viteslere ihtiyacınız olduğunun göstergeleridir aslında.
Vites Oranı: Peki bu değer nedir ve nasıl hesaplanır? Vites sisteminin en düşük ve en yüksek vitesler arasındaki farkı ifade eden değerdir. Bu değerin yüksek olması daha iyidir, size daha fazla azami vites verimi sağlar. Hesaplamak için basit bir formülü var. Kendi kaset ve aynakol değerlerinize göre hesaplama yapabilirsiniz.
Vites oranı(%)=(kaset dişli üst değeri/kaset dişli alt değeri)x(aynakol dişli üst değeri/aynakol dişli alt değeri)x100
Örnek olarak: 11/32 kasetiniz var, 36/24 aynakol var diyelim. Vites oranı=(32/11)x(36/24)x100=435 vites oranının var demektir. Bu değerdeki artış sizin kullanım rahatlığınızı ve veriminizi arttıracaktır. Bir diğer deyişle vitesiniz, daha çok arazi-yol-eğim koşullarına olumlu etki edecektir. Bir diğer deyişle, vites oranının yüksek olması vitesin sizin herhangi bir durumda ihtiyaç duyduğunuz o vites değerini sağlayabiliyor mu? sağlayamıyor mu? bunun bir ölçütü olarak kabul edilebilir. Vites oranı yüksek ise yumuşak ve sert viteslerin bir arada olduğunu düşünebiliriz. Mesela vites oranı çok düşükse, vitesler sizin gücünüze düşük gelecektir ve patinaj yapar halde olacaksınız. Vites oranı yükseldikçe sert olan yüksek vitesler sisteme dahil olmaya başlar. Tabi bunun da bir ölçütü ve sınırı olmalı. Çevirmeye güç yetmeyen vitesin olması bir şey ifade etmeyecektir.
BIKEPACKING LASTİK SEÇİMİ
Bikepacking'in her tarz bisiklet tipine asgari düzeyde uyum sağladığından bahsetmiştik. Özel olarak bikepacking'e uygun bisikletler de piyasada yerlerini çoktan aldılar. Bu durum lastik tiplerindeki seçenekleri de arttırmaktadır. Bu tabii ki iyi bir fırsat olabilir, özellikle çeşitli kalınlıklarda lastik takabilmemizi sağlayan geniş bir maşaya sahip bikepacking bisikletimiz varsa.
Farklı kalınlıklarda lastik takabilmemiz, farklı zeminlerde ya da farklı coğrafyalarda lastiklerimizi değiştirebilmemize ve ortama daha iyi uyum sağlayarak daha sağlıklı bir sürüş sağlayacaktır.
Genellikle asfalt veya düz yollarda pedalladığımız bir coğrafyada isek daha ince bir lastik ile daha rahat yol alabiliriz. Yine aynı şekilde daha dağlık, arazisi bol dağ tepe dolaşıyor isek, daha kalın ve çekişi daha yüksek bir lastik daha verimli bir sürüşe imkan verecektir.
Cyclocross-Gravel bike-Dağ bisikletleri-Full suspesion-Fat bike gibi bikepacking tipindeki bisikletler, genellikle 26"-27.5"-650b-29"-27.5+ ya da 29+ lastik çaplarını kullanmaktadırlar. Klasik tur bisikletlerinde; genelde 26" ve bazı modeller ise 28" lastik çapı tercih edilmektedir. Lastik çapı yanında bir de önemli olan lastiğin kalınlığıdır. Bu boyutlandırmalar, bisikletlerin geometrisine, kişinin kullanım şekline, arazi koşullarına, taşıyacağınız yüke ve buna benzer faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bunların yanında, lastiklerin yer ile temas alanı, lastiklerin hava basıncı, çekiş güçleri ve yuvarlanma dirençleri gibi önemli konuları da gözden geçireceğiz.
Öncelikle, lastik boyutlandırması neye göre yapılıyor? Hangi sınıflandırmalar dünya genelinde kabul ediliyor? Lastik ve jant boyutları ne ifade ediyor? Hangi lastik sizin içi ideal? Bu sorulara yanıt aramaya çalışalım.
Dünya genelinde hangi sınıflandırmalar kabul görüyor? Bu kısımdan başlamakta fayda var. İnç bazlı sistem ve metrik bazlı sistem olarak lastik boyutlandırması ikiye ayrılmaktadır. İnç bazlı sistem; ondalık ve kesirli, metrik bazlı sistem ise French ve ISO/E.T.R.T.O. olmak üzere kendi aralarında sınıflara ayrılmaktadır. İlgili yazı.
İnç bazlı ondalık sistem, (lastik çapı)x(lastik genişliği) olarak ifade edilirler. Bizim en sık rastladığımız sistemdir. Örnek olarak; 26"x2.0, 20"x2.125 gibi... Burada 26" lastiğin dıştan dışa inç olarak değeridir, 2.0 ise inç olarak lastiğin kalınlık değeridir.
İnç bazlı kesirli sistem, yine aynı formül (lastik çapı)x(lastik genişliği) ile gösterilir. Örnek olarak; 27x 1 5/8, 26x 1 3/8 gibi... Buradaki tek fark lastik kalınlığını kesirli olarak belirtmeleridir.
French sistemi ise milimetrik olarak (lastik çapı)x(lastik genişliği) ifade eder. Örnek olarak, 700A/700B/700C ve 650A/650B/650C şeklinde verilebilir. Burada lastik çapı 700mm ve 650mm olarak, lastik kalınlığı ise A-D arasında değişen değerler olarak gösterilir. A: dar ve D: geniş olarak tanımlanır. Ancak bunların milimetrik olarak değerleri vardır elbet. ISO karşılıkları; 700 A=642mm, 700 B=635mm, 700 C=622mm, 650 A=590mm, 650 B=584mm, 650 C=571mm olarak verilmektedir.
A'dan D'ye doğru kalınlığın arttığını tekrar belirtirsek, lastik kalınlığı arttıkça çap genişliklerinin azaldığını görebiliyoruz.
Bu standartlar çok fazla kafa karışıklığına sebep olmaktadırlar. ISO(International Organization for Standardization) Uluslararası Standartlaştırma Organizasyonu, bu kafa karışıklıklarını önlemek için uluslararası bir lastik ve jant standardı geliştirmiştir. Bu aslında eskiden de bilinen E.T.R.T.O.(European Tyre and Rim Technical Organisation) Avrupa Lastik ve Jant Teknik Organizasyonu'nun kullandığı sistem ile aynıdır.
E.T.R.T.O. standardında iki farklı değer vardır. Bunlar lastik iç genişliği ve lastiğin çapıdır. Örnek olarak 28-622 gösterimi; 28mm lastik iç genişliğine sahip 622mm çapında bir lastiği tanımlar.
ISO standardına göre de iki farklı değer var. Bunlar milimetre cinsinden jantın iç genişliği(lastik yanaklarının oturma yüzeyi) ve ISO numarası(Bead Seat Diamater) aşağıda gösterildiği gibidir.
Janta uygun lastiği, çeşitli aralıklarda bu B.S.D. değerine göre belirleyip karar verebiliriz. Eğer çok ince bir lastik kullanırsanız jant lastiğe zarar verir. Çok kalın bir lastik kullanırsanız lastiğin fren pabuçlarına sürtme ihtimali artar ve beklenmedik patlamalar meydana gelebilir.
LASTİKLERİN YUVARLANMA DİRENÇLERİ
Lastiklerin çapları büyüdükçe yuvarlanmaları da artmaktadır. Kalkış yaparken çok seri olmasalar da hızını aldıktan sonra çok rahat yuvarlanırlar ve dolayısıyla daha yüksek hızlara ulaşabilirsiniz. Bunların yanında büyük çaplı lastikler arazideki engellerin üzerinden aşmak için daha elverişli boyutlardır. 29"-27.5"-26" boyutundaki lastikleri karşılaştıracak olursak, 29" diğerlerine göre daha fazla yuvarlanma ve engel aşma yeteneğine sahiptir.
LASTİKLERİN YER ile TEMAS YÜZEYLERİ
Lastik çapları küçüldükçe(eşit oranda lastik basıncına sahip oldukları durumda), lastiğin yer ile temas eden yüzeyinin de artmasını sağlamaktadır. Burada lastik çapı ile temas yüzey alanı arasında ters bir orantı bulunur. Yere değen yüzeyin büyümesi daha fazla yol tutuşu ve daha fazla çekiş gücü sağlar. Böylelikle arazi şartlarına olan hakimiyetimiz ve kontrolümüz artar. Bisiklet ile daha fazla bütünleşirsiniz. Kontrol sizdedir.
İç kısımdaki koyu renkli alanı 29", dışındaki daha açık renkli alanı 27.5" ve en dışarıyı 26" boyutlarındaki lastikler olarak düşünebilirsiniz.
TUBELESS(İÇ LASTİKSİZ) LASTİKLER
İçerisinde iç lastik bulunmayan bu tip lastikler artık piyasaya yavaş yavaş girmeye başladılar. Özellikle bikepacking tarzı bisiklet tiplerinde; dağ bisikletleri, fatbike ve cyclocroos tipi bisikletlerde daha yoğun olarak görülmektedirler. Tubeless lastikler daha az lastik hava basıncına ihtiyaç duyarlar ve bu da arazi koşullarında daha fazla yer ile temas sağlayarak daha fazla çekiş gücü, kontrol ve konfor sağlar.
Tubeless lastik kullanmak isteyenler için iki farklı seçenek bulunmaktadır; birincisi tubeless uyumlu jant seti ve lastikler edinmek, ikincisi ise mevcut halde elinizde bulunan jant setinizi tubeless uyumlu hale çevirmektir.
İlk seçenekte bir zorluk yok tabii ki:) Alıp takıyorsunuz. Ancak jantın ve lastiklerin kalitesine dikkat etmek gerekiyor. İçerisinde kullanılacak olan çözeltiler yine aynı şekilde sızdırma ve yüzeyi kaplayamama gibi kaygılardan dolayı kaliteli ve güvenilir olmalılar.
İkinci seçenek bir çok kişinin de ilgisini çeken, mevcut jantımızı iç lastiksiz kullanıma hazırlamak olacak. İlk olarak kullanılacak malzemelerden bahsedelim; lastiğin tubeless için uyumlu lastik, tubeless jant bandı, tubeless için özel sibop, lastiğin içine enjekte edilen çözelti(sealant), lastiği sökmek için levye, temizlik için alkol bazlı temizleyici sıvı, bez.
Tubeless için uygun olan jant ve lastiklerin üzerlerinde bazı ibareler bulunur. Bunlar; Tubeless, Tl-R(tubeless ready) ve TCS(tubeles covertion system) anlamlarına gelen ibarelerdir.
Lastiği levye yardımıyla sökerek işlemlere başlıyoruz. İç lastiği çıkarıp atıyoruz çünkü artık işimiz yok:) Jantı ortaya çıkardık artık. İlk önce jantın iç yüzeyinde yapışık halde bulunan bandı dökmemiz gerekiyor. Bandı söktükten sonra jantın iç yüzeyini iyice alkol yardımıyla temizleyip çapak yada herhangi bir yabancı madde olmasına karşı kontrol ediyoruz. Jantı temizledikten sonra bantlama işlemine geçiyoruz.
Burada önemli bir detay olarak; bandın ne çok dar ne de yan yüzeylerden dışarıya taşacak şekilde geniş olmaması lazım. Aksi halde izolasyonda problemler yaşanabilir.
Bantlama işlemini bitirdikten sonra sibop deliği yerine küçük bir delik açıyoruz, burada da dikkatli olmakta fayda var delik büyük yada şekilsiz şemalsiz olursa akıtma problemi yaşanabilir. Sonra tubeless için özel sibobu yerine takıyoruz ve somunları ve o küçük sıkıştırma yüzüklerini güzelce sıkıyoruz.
Daha sonra lastiği takma işlemine geçeceğiz, ancak burada lastiği tam yerine takmıyoruz. Az aralık bırakın çünkü içine özel sıvıyı(sealant) döküp lastiği öyle kapatacağız. Sıvıyı içine koyarken miktarı hakkında araştırma yapın, her lastiğin sıvı miktarı ayrıdır. Lastiği yerine taktıktan sonra uygun havayı basıp lastiği elinizle çevirerek tur attırın ya da yere koyarak elinizle çevirin bir süre. Ayrıca lastik yanaklarının jant ile temas ettiği yüzeylere de dikkat edin, lastiğin bazı kısımları tam olarak düzgün oturmayabiliyor. Oturmayan bölge varsa havasını indirip düzelttikten sonra tekrar hava basın.
Sıvı sızıntılarını kontrol etmek için lastik üzerine bir miktar köpüklü su sürerek kabarcıklanma oluyor mu diye kontrol edebilirsiniz. Sıvının ideal hale gelmesi ve sızıntıların ortadan kalkması için saatler hatta günler gerekebilir. Bu yüzden biraz sabırlı olmalısınız.
TUBELESS LASTİK TAMİRİ: Bu lastikler zaten patlak lastik tamiri ile uğraşmak istemeyenler için özel olarak dizayn edilirler. İçerisindeki sıvılar çivi, cam parçası gibi küçük deliklerin oluştuğu durumlarda deliği doldurarak tamir görevi görürler. Ancak daha büyük bir delinme olduğu durumda lastiği tamir etmemiz gerekebilir.
Büyük olan delikleri tamir edebilmek için hazır satılan buna benzer tamir kitleri bulunmaktadır. Ancak bunun yerine keçe benzeri bir dolgu malzemesi ve tornavida veya bir cımbız işimizi görecektir.
Bu malzemeyi deliğin olduğu yere yeterli miktarda cımbız yardımıyla sıkıştırarak tamirini yapabiliriz. Malzemeyi delik olan yere sıkıştırdıktan sonra lastiği bir miktar hava basıp tekerleği bir süre çevirerek sıvının bu bölgeyi tamir etmesini beklemeliyiz. Yeterli süre boyunca bekledikten sonra lastiğimiz tamir edilmiş olacaktır.
Ancak lastik yüzeyinde veya yanağında çok ciddi bir yırtılma meydana gelmiş ise dış lastiği tamir etmemiz gerekecektir. Böyle durumlarda lastik içerisinde ciddi sıvı kaybı da olacağından lastiğe tekrar sıvı basmak mecbur hale gelecektir. Dış lastik dikişi ve detaylı anlatım için buradan bilgi alabilirsiniz.
BAGAJ ve ÇANTALAR
Bu tarz bir bisikletin çantalarına baktığımızda gözümüze çarpan ilk özellik çantaların konumudur. Çantaların bisiklet üzerindeki yerleri bisikletin ağırlık merkezinin daha yukarıya taşınmasını sağlamaktadır. Tur bisikletleri gibi çantalar tekerlek hizasında değil daha yukarıdadır. Bu durum arazide büyük artılar sağlamaktadır. Bu sistem daha çok arazi ve asfalt olmayan orman ya da dağ yollarında gitmek için tasarlandıkları için çantaların tekerlek hizasından yukarıda olması, arazide, ormanda dar yerlerden geçerken çantaların sağa sola takılmasını ve çarpmasını önler. Aynı zamanda sığ bir dereden ya da bir su birikintisinden geçerken çantaların su ile temasını da engellemiş olursunuz.
Çantaların küçük olması beraberinde minimalizmi ve hafifliği de beraberinde getirecektir. Yanımıza alacağımız ekipmanları belirlerken 2-3 kere düşünmemiz gerekir. Ultralight kıyafet, kamp malzemeleri ve uyku gurubu seçimlerimiz yer darlığı sebebiyle değişim gösterecektir. Yani 5-6 tişört yerine 1-2 tişört, 2 kişilik çadır yerine bivak, ya da hamak tercih etmek gibi durumlar bazı durumlardan fedakarlık etmemize sebep olabilir. Bizler biraz keyfimize düşkün insanlar olduğumuz için her şey bol bol, geniş geniş olsun isteriz ama bikepacking ile bu pek de mümkün olmayabilir. Elbette ekstra çantalar ve bunların çeşitli konumlandırma kombinasyonları ile kapasite arttırabiliyor ama bu sefer yine ağırlıkta ve boyutta ciddi artışlar olabiliyor. Böylece hafifliyeyim derken yine tur bisikletçiliğine yakın bir duruma gelmek an meselesi olabilir:) Burada asıl amacımız hafiflik olduğundan dolayı römork/trailer bikepacking için mantık olarak zıt bir ekipmandır. Bikepacking yapan bir kişinin römork kullandığını görmek imkansız gibi bir şeydir.
Çantaların bisiklete bağlı bir şekilde olması, çantaları bisiklet üzerinden almaya ihtiyacımız olduğu durumlarda işimizi zorlaştıracaktır. Klasik çanta sisteminde böyle bir durum yaşamazsınız. Çantalarınızı tek hareketler yerinden çıkarıp tek hareketle takabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse; mesela bir hostelde/hotelde kalacaksınız, bisikletinizi uygun bir yere kilitleyip çantalarınızı yanınıza alıp muhafaza etmeniz gerekebiliyor. Bikepacking çantalarını her seferinde yerinden sök-tak bir süre sonra can sıkıcı hale gelebilir.
Bikepacking çantaları ana hatları ile 3 parçadan oluşur. Bunlar; Frame bag/Kadro çantası, Handlebar bag/Gidon çantası ve Seat pack/Sele altı çantasıdır. Sele altı çantası ve kadro çantası konum olarak rüzgar direncine maruz kalmayacak şekilde konumlandırılır. Gidon çantası burada biraz rüzgara maruz kalarak gidonun titremesine sebebiyet verebilmektedir. O kadar da olacak artık:)
Hacim ve ağırlık bakımından fazla olan ekipmanlar genellikle bu ana çantalarda muhafaza edilirler. Çantaların su geçirmez olmaları çok önemlidir. Az ve sınırlı sayıda olan ekipmanımızın ıslanıp heba olmasını göze alamayız. Büyük çantalar yanında diğer küçük boyutlu ekipman ve yedek parçalarınızı taşımaya yardımcı olan küçük eklenti çantalar da mevcuttur. Bunlar; üçgen çanta, yiyecek-içecek keseleri, cocpit bag de denilen üst boru çantası, ön ve arka maşaya bağlanabilen çok amaçlı dry bag(bu çantalar ön ve arka maşaya bir suluk kafesi tutacağı yardımıyla bağlanır) ve gidon çantasına eklenti yapılabilen eksesuar çantalarıdır.
Bu tip bikepacking çantaların Gramm, Apidura, Ortlieb ve Arkel gibi kaliteli olanlarını ülkemizde bulmak imkansız gibi bir durum maalesef. Muadilleri uzak doğu taraflarından getirilebiliyor elbet ancak su geçirmezlik konusunda dikkat edilmesi gerekiyor yine de.
Kaliteli ürünlerin de fiyatları bir hayli yüksektir ancak paranın hakkını vereceklerdir. Günlük kullanımda gereksiz olabilir ancak çok uzun seyahatlerde kalitenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
ÇADIR ve UYKU SETİ
Bisiklet turlarında yanımızda taşıdığımız ekipmanlar içinde en çok yer kaplayan grup çadırımız ve uyku setimiz oluyor. Özellikle kış aylarında da seyahat ediyorsanız kış ekipmanları daha da çok yer kaplarlar. Bikepacking ile bu grubu minimize etmemizin bazı yolları var elbet. Bunlar;
Çadır tipini değiştirmek: Burada artık 2 ya da 3 pollü çadır taşımak bir hayli zor olacaktır. Hem göreceli olarak ağırlardır hem de yer açısından dezavantajlıdırlar. Alternatif olarak, tek pollü 1-2 kişilik ultralight bir çadır, hamak-tente kombinasyonu veya bivak tarzı ekipmanlar tercih etmek işimizi kolaylaştıracaktır. Ancak bivaklar aşırı küçükler ve içerisinde oturma ve zaman geçirme şansınız maalesef yok. Kamp alanlarında hatırı sayılır vakitler geçiriyorsanız vaktinizi dışarıda geçirip sadece uyumak için bivak içerisine girmeniz lazım ve bu da uzun zaman yollarda olacaklar için pek cazip gelmeyebilir. Ben bu bivak işini şu şekilde kabul edebiliyorum; hani zamana karşı ve sonunda bir ödülü olan bir yarıştaysanız 2-3 saat uygun bir yerde kestirip günlük 20 saat ve üstü pedal çeviriyorsanız ancak o zaman mantıklı gelebilir. Örnek vermek gerekirse: kıtalar arası yarışlar uygun olacaktır.
UYKU TULUMU, TULUM İÇLİĞİ ve MAT
Yazlık uyku tulumları bikepacking için faydalı çözümler sunabiliyorlar. Ultralight bir uyku tulumu ya da tulum yerine kullanılabilecek bir uyku tulumu içliği de yaz sezonunda işimizi görecektir. Bir yazlık bir kışlık uyku tulumu taşımak yerine uyku tulumu içliği ile sıcak havalarda uyuyabiliriz. Maksat yer kazanmak. Kışlık uyku tulumları görevi doğrultusunda çok da sıkıştırılabilir ürünler değillerdir. Yani amaç çok zorlu koşullarda hayatta kalmak boyutunda olursa kışlık tulumlar da bu nedenle büyük ve ağır olacaklardır. Kaz tüyü uyku tulumları sentetik tulumlara nazaran kısmen daha fazla sıkıştırılabilir olsalar da kaz tüyü uyku tulumlarını aşırı derecede sıkıştırmak uyku tulumunun ömrü ve sağlığı için iyi olmayacaktır. Aşırı sıkıştırmadan dolayı tüylerin dışarıya doğru kaçmaya çalışacağını göz önünde bulundurursak fazla sıkıştırmamakta fayda vardır. Aynı zamanda fazla sıkıştırılan kaz tüyü tulumların torbadan çıkardıktan sonra pofuduk hale gelmeleri de uzun sürecektir. Kaz tüyü uyku tulumlarının pofuduk hale gelmeden üzerine yatarsak tüylerin kabarmasını engelleriz ve verimini düşürürüz. Bu konuya da dikkat etmekte fayda var.
Uyku tulumu içlikleri, uyku tulumu içinde ekstra sıcaklık sağlamakla birlikte uyku tulumunu daha temiz tutmamızı da sağlar. Tulum içinde iken terlediğimiz durumlarda içlikler baya işe yararlar. Aynı zamanda sıcak yaz aylarında sadece içlik ile de uyunabilir. Ekstra yazlık uyku tulumu taşımanız gerekmeyebilir. Uyku tulumu içlikleri kalitesi ve malzemesine göre +18°C'lere kadar sıcaklık takviyesi de sağlayabilir. Piyasada pamuk, ipek çeşitleri, mikrofiber yapıda olanlar ve börtü böcek uzaklaştırıcı yapıda olan malzeme çeşitleri bulunmaktadır. Boyutları katlandığında çok küçüktür, avucunuza sığabilir. Extreme modeller hariç çok ta hafiflerdir. Yanımızda bulundurmakta fayda olacaktır. Çok amaçlı kullanılabilirler.
Ultralight matlar ise neredeyse ağırlıksız ve çok küçüktürler. Bu tarz seyahatler için tercih edilebilirler. Yapısal olarak sırtımızın anatomik yapısı itibari ile kürek kemiklerimiz ve kalça kemiğimiz gibi daha bombeli olan kısımları kavrayacak şekilde tasarlanmışlardır. Ağırlıklarını azaltmak için aralarında boşluklar bırakılmıştır. Sadece sırtımızın yer ile temas edilen bölümleri korunmaktadır. Geri kalan kısımlar tasarruf için boşluk bırakılmış şekildedir.
Diğer tüm ekipmanlar gibi yerden ve ağırlıktan tasarruf etmek istediğimiz durumlarda muhakkak konforumuzdan ödün vermek durumunda kalabiliriz. Tüm bu durumları değerlendirmek gereklidir. Bikepacking olayı, aslında konforunuzdan ne kadar feragat edebildiğinize bağlı olarak o kadar hafifleyeceğiniz anlamına gelir dersek, çok da yanlış bir tabir olmaz sanırım :)
MUTFAK EKİPMANLARI
Mutfakta kullanacağımız malzemeleri, bikepacking'e uyarlamamız için malzemelerimizi bir miktar daha minimalize etmemiz gerekebilir.
Kamp Ocağı: Alkollü, gazlı(LPG, bütan-propan karışım), benzinli ya da odun ocakları çeşitli alternatifler olarak karşımıza çıkıyor. Ocağımızın yakıt tipini seçerken; ocağı ne kadar sık kullanacağımızı ne kadar verimli bir ateş beklentimizin olduğunu ve turumuzun ne kadar uzun süreceğini göz önünde bulundurup fiyat performans değerlendirmesi yapabiliriz. LPG'li ocakları kısa vadeli bir kaç günlük turlar için kullanmak avantajlı olabilir ama uzun vadede daha pahalıya gelmesinin yanında gaz ve tüp türevlerinin tedarik edilebilirliği zor olacağından uzun soluklu ideal bir seçim olmayabilir. Çok uzun bir tura çıkıyorsanız, bol bol tüp taşıyamazsınız ve ayrıca bu tür LPG tüplerini her yerde bulamayacaksınız. Aynı şekilde alkol ocakları için de alkol-ispirto(hatta kolonya kullananlar da var) tedarik etmek çok kolay olmayacaktır.
Benzin ocakları ilk satın alma aşamasında pahalıdırlar ancak, benzini dünyanın en ücra köşesinde bile kolaylıkla temin edebilirsiniz ve çok ta ucuzdur. Benzin ocağınızın bakımlarını düzenli olarak yaptığınız sürece kolay kolay problem çıkarmazlar ve ödediğiniz parayı misli ile çıkarırsınız. Benzin tanklarının ise boyut olarak farklı boylarda tipleri bulunmaktadır. Bir miktar yer tasarrufu yapmak istenirse küçük boyutlu tanklar tercih edilebilir.
Tencere, Çatal-Kaşık Seti: Tencere seçiminizde öncelikle kaç kişi olduğunuza göre karar vermekte fayda var. Tek kişi iseniz minimal bir 700ml ya da 900ml lik bir tencere işinizi görecektir. Aynı zamanda bunu bardak yerine bile kullanmak mümkün olabilir:) Ama çift ya da grup halinde seyahat ediyorsanız zamandan kazanmak ve ekstra uğraşmamak için tek seferde yemeğinizi pişirmek adına tercihinize göre 2lt-5lt arası bir titanyum ya da alüminyum tencere tercih edebilirsiniz. Alüminyumun çizilme aşınma gibi problemleri olduğundan titanyum daha sağlıklı bir tercih olabilir. Burada tencerenin hacimsel olarak büyük olması problemini, içerisine paket yiyeceklerinizi, tuz, baharat türevlerini ya da bulaşık süngerinizi vs. koyduğunuz zaman yerden kazanmış olursunuz ancak bikepacking çantalarımızın küçük olması sebebiyle tencere setinizin boyutları problem olabilir. Bu nedenle burada da tercihimizi minimalizmden yana kullanmak daha mantıklı olacaktır. Tabii ki istekler de önemli:)
Çatal kaşık için aslında tek bir yol var bence, o da titanyum bir tek parça ya da ayrı ayrı çatal ve kaşık olabilir. Alüminyum türü çatal kaşıklar da hafifilerdir ama eğilme bükülme gibi problemlere sebebiyet verebilirler. Titanyum kaşıklar da o kadar pahalı ürünler değiller bunun yanında. Dayanıklı plastik ürünler de bulmak mümkün, en son kullandığım çatal kaşığım plastik bir üründü ancak dayanıklı olmasından ziyade verdiği hissiyat şahsen hoşuma gitmiyor. Bu nedenle en kısa zamanda titanyum bir ürüne geçiş yapacağım ben de.
Diğer yardımcı mutfak ekipmanları: Alternatif yemekler yapabilmek için bir plastik kesme tahtası edinilebilir. İnce, hafif ve yer kaplamazlar. Üzerinde soğan, kabak, havuç gibi sebzelerinizi doğrayabilirsiniz. Sıvı yağ veya diğer akışkan sıvılar kullanıyorsanız, sızdırmayan plastik tüpler var. Bu tüpler diş macunu kabına benziyor ve alt kısmından doldurulup rulo yapılıyor ve plastik bir tutucu ile sabitlenebiliyorlar. Yüksek miktarda(0.5-1litre) yağ taşımak istiyorsanız da leakproof water bottle denen sızdırma dirençli özel ağızlıkları bulunan katlanabilir su kapları var bunlar da tercih edilebilir. Katlanabilir yıkama kaseleri(folding bowl) su geçirmeyen katlanır kaselerdir, içinde çamaşır ve bulaşıklarınızı yıkayabilirsiniz. İşimiz bitince sabunlu suyu tabii ki yeşilliğin, bitkilerin üzerinde ya da dereye, akarsuya dökmüyoruz. Müsait bir yere döküyoruz:) Çevreyi de korumak gerek. Yine her yerde kullandığımız su torbaları mutfakta da yemek pişirmek için yardımımıza koşacaktır. Çeşitli boyutlarda (1lt-10lt) bulmak mümkün. Ek olarak, her bölgede içilebilir su kaynağı bulmak mümkün olmayacaktır. Bunun için yanımızda 1 adet su arıtıcı düzenek ya da water purification tablet denilen su arıtıcı tabletlerden bulundurmakta fayda vardır. Bunu pis suyun içine atınca suyu içilebilir düzeye getiriyorlar. Dikkat edilmesi gereken bir konu.
Yazlık , kışlık kıyafet ve yedek parça, tamir ekipmanlar ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.