Makedonya sınırı da diğer sınırlar gibi tepelere yapılmış:) Çıkıyorsun çıkıyorsun çıkıyorsun...
5 kilometre diyor, 3 kilometre diyor bir türlü kapıya gelemiyorum. Bir gariplik mi var? İki ülke arasında kalan bu bölge burada biraz uzun sanırım:) Araba da geçmiyor hiç, koca yol bana ait. 1 kilometre kadar daha yol aldıktan sonra yolun sol tarafında bir askeri araç ve önünde 2 tane asker vardı. Sıkıldım mı nedir, onları görür görmez direk yolun sol tarafına geçtim yanlarına gidiyorum. Yanlarına gelince selam verip ingilizce var mı diye sordum. Biri biliyordu, hem de baya iyi biliyordu valla. Nereden geliyorsun böyle hayırdır? Türkiye'den geliyorum. Ne tarafa yolculuk? Sırbistan. Ohh...O kadar zamanın var mı ki? Evet var, bu benim yaz tatilim böyle değerlendiriyorum dedim. Baya hoşuna gitti. Biraz su içip soluklandıktan sonra yola devam edeceğim, çünkü güneş tepede. Pasaportum da burada. Bir göz attılar öylesine, asıl kontrol 3 kilometre ilerideymiş.
Uzun bir tırmanışın ardından sınır kapısına geldim nihayet. Ama sınırların diğer tarafı hep yokuş aşağı oluyor, güzelce serinletiyor :) Kapıdan geçerken herhangi bir problemle de karşılaşmadım. Komşu olmasak da görevli polis ülkemize hoşgeldin "komşi" diyerek gülümsetti beni. Hoşbulduk diyerek girdim ülkeye. Keyifli bir giriş oldu. Sonra vurdum yokuş aşağıya. Çok da uzunmuş iniş. Çok uzun bir baraja denk geldim yol üzerinde.
Su en az 10 metre alçalmış vaziyette görünüyor. Suyun önceden çıkmış oldu yerler belli ediyor kendini. Zaman zaman iyice su sığ hale geliyor. Seviye bir hayli dengesiz durumda. Delçevo'dan giriş yaptım Makedonya'ya, Delçevo ilk ziyaret ettiğim şehir oldu. Öğle saatlerini biraz geçiyor, acıkmaya başladım. Ve yine rutin para birimi değişiklikleri ve telefona kart arayışları başlıyor. Önce para çekerek karnımı doyurmam lazım. Makedonya'nın para birimi dinar ve bol sıfırlı. Bulgaristan levasından sonra sıfırlar kafa karışıklı yaratıyor ve neyin ne kadar ettiğini çözene kadar zaman geçecek. Şimdilik yemek yiyecek ve kart alacak kadar para olsa yeterli. ATM buldum ve 3000 dinar çektim yeter herhalde dedim. Çok geldi gözüme. Telefoncu karta 4000 dinar isteyince anladım değerini. ATM yakındı gidip takviye yaparak kartımı aldım. Yemeği yerken internete bakarım. Buralarda warmshowers.org'dan birilerini bulma niyetim vardı bugün. Bir kaç mesaj attım ama cevap gelmedi. Ben de yemeği yedikten sonra yola devam ettim. Bakarız bir hal çare. Yalnız su çok pahalı yaa... Sinirim bozuldu biraz. Bir porsiyon et ve patates ile yarım litre su aynı para, enteresan.
Şehirde küçük bir tur atmıştım bile zaten. Hemen yola devam ettim ve şehirden ayrıldım. Yine ormanların içerisindeyim. O kadar görmeme rağmen özlüyorum ormanları yahu. Dereler ve çeşmeler akmaya başladı tekrar. Bir çeşme başında durdum suyumu doldurayım, ne olur ne olmaz. Bugün yolum uzun olabilir belki geceye bile kalabilirim. Çünkü attığım mesajlara cevap gelmedi, uygun kamp yeri de yok gibi, hotel fiyatları da bir pahalı ki arkadaş, çok anlamsız. Bulgaristanda 25tl'ye kahvaltılı, klimalı odalarda kaldım, burası ne böyle? 250-300tl'den başlıyor fiyatlar. Vermeyeceğim! Derken, bir hotel gördüm internette gayet uygun, yani diğerlerine göre. Ama neresei bulamadım baya bir süre. Meğerse, su aldığım çeşmenin tam karşısıymış mekan. Geri döndüm buldum hoteli. Odayı tuttum. Çamaşır yıkama vakti de gelmişti artık. Hazır banyo da müsait çamaşırlarımı yıkadım ve kurumaları için astım.
O arada aşağıda yemek yiyip çıktım odaya uzandım tekrar. Yorgunum.
Sabah erkenden kalkarak ayrıldım oradan. Bugün yolum çok uzun olabilir, vaziyetler böyle giderse. Üsküp'e 150km var. Uygun yer bulamazsam mecbur gideceğim. 10-15km yol aldıktan sonra çok keyifli bir dere kenarına geldim. Ulan ne güzel yer tam çadırlık, dün bilseydim burayı keşke:)
Keyfimi de yaptım yola devam... Koçana'yı geçtikten sonra Dolni Balvan diye bir köye geldim. Geldiğim yol A3 şehirler arası aşırı kamyon ve otobüs trafiğinin yoğun olduğu bir yol. Alternatif yol bulamıyorum. Bu yol da çok tehlikeli. Köyden birilerine danıştım yol hakkında bilgi almak için. Sürmek istemiyorum bu tehlikeli yolda. İleride İştip diye bir yer var 6km ilerde, oraya git orada otobüs bulursun dediler. Ben de şansımı denemek için gittim ve otogara geldiğimde Üsküp'e otobüs buldum. İlk defa otobüse biniyorum ama yol korkuttu beni, sakata gelmeyelim şimdi. Neyse, bisikleti koydum bagaja zaten bom boştu. Üsküp'e doğru yola çıktık. Bilet parasını bizim minibüs hesabı içeride topluyorlar. 2.5tl falan gibi acayip bir miktar ödeyerek, 85km yolu geldik. Üsküp otogara indim.
Hemen bir hostel bulup yerleştim. Hava da kararmaya başlamıştı. Duş alıp biraz yürüyüşe çıktım. Caddede yürürken uzun zamandır yürümediğimi fark ettim. Özlemişim ya ben yürümeyi:)) Günlerdir pedal pedal... Hostelde yiyecek bir şeyler yokmuş, ben de benzinliğin birine girip ucuz yollu yiyecek içecek bir şeyler alarak odaya geri döndüm ve balkonda takıldım bir süre. Ama güzel yürüdüm:) O anda yarın da orada kalmaya karar verdim, yarın biraz daha yürürüm hehe. Bisiklete de biraz bakım yapmam lazım. Bisikleti aldığımdan beri fren pabuçlarını değiştirmedim. Uzun zaman oldu. Güzel bir temizlik de yaparım. Yıkarım yağlarım. İki gece Üsküp'te kaldıktan sonra Kosova'ya doğru yola çıkacağım.
Sınır ile bilgileri hosteldekilerden edindim. Sabah erkenden kahvemi içerek yola çıktım. Sınır geçeceğiz ve tabii ki dağ tırmanacağız:) İyi hoş ta çok sıcak hava, hadi hayırlısı bakalım...
Tepeye tırmandık da, hale bak :)) Çok sıcak çok. Küçük patika bir yol bir kaç kilometre sonra ana yola sınır kapısına çok yakın bir yerinden bağlanacak. Buralardan kimse geçmez herhalde diye düşünüyorum. Üstümdeki tişörtü değiştireyim bari dedim, 5 saniye sürecek. Tişörtü çıkarmamla köşeyi şimşek gibi dönen Toros tarzı bir araba dibimde bitti. Kuru tişörtümü giymeye çalışıyorum bir yandan :) Üzgünüm millet... Dağın başı burası kusura kalmayın.
Biraz serinledikten sonra, artık biraz iniş başlayacak, biraz daha serinlerim ve sıradaki ülke Kosova'ya geçiş yapacağım.
Comments